Bloğum İnternette yapılan güvenli bağlanma konularındaki taramalarda ilk sayfalarda görünüyor. Yapılan taramalardan bir kısmı yetişkinlerin "Annesine güvensiz bağlanan bir kişi ne yapmalı?" sorusunu içeriyor. Bu soruyu görünce bu yazıyı yazmaya karar verdim. Öncelikle psikoterapi görmekte yarar var. Ancak, maddi imkansızlık ve iyi bir psikolog veya psikiyatrist bulamamak bazen bu yolu kapatabiliyor. Her şeyin ötesinde kişinin kendisi ile yüzleşebilmeye hazır olması gerekiyor. Bu aşamada kitaplar oldukça faydalı. Ama temeli boş olan iyi düşün, iyilik bulursun gibi kitaplar ancak geçici bir iyilik sağlarlar. Ben kendi adıma kişisel gelişim kitaplarındansa çocuk psikolojisine dair kitaplardan çok şey öğrendim. Zira, çocuğunuza şöyle davranırsanız ileride çocuğunu böyle olabilir diyerek, kendinizdeki izleri bulmanızı kolaylaştırıyor.
Ben de çocukluktaki bazı anılarımı hatırlamak istemezdim. Bir gün bu anılarımla yüzleşmeye karar verdim ve bu anıların hepsini yazdım. Yazarken yine üzüldüm. Ancak kendi duygularımın farkına varabildim. Sonra yazılarımı bir arkadaşımla paylaştım, bunun üzerine uzun uzun konuştum. O duygularımı ifade etmek beni rahatlattı. Önümdeki en büyük engelin duygularımı ifade etmemek olduğunu anladım. Kendime şefkat gösterdim (son dönemin en yaygın çalışma alanı özşefkat ve özsaygı). Halen o küçücük çocuğun gözleriyle hayata baktığımı gördüm. Sonra ailemin beni inciten o davranışlarının arkasındaki iyi niyeti de keşfettim. Kendi bildiklerince iyi bir çocuk yetiştirmeye çalışıyorlardı. Bildikleri o kadardı. Beni üzen o anılar artık sıradan herhangi bir anı gibiler. Konuşmak ya da anlatmak beni yaralamıyor artık.
Tavsiye edilen bir yöntem de acı veren çocukluk anınıza dönüp yetişkin sizin aynı sahneye dahil olması, o çocuk halini teskin etmesi, yanında olduğunu söylemesi ve onu korumasıdır. Denemekte fayda var. Ayrıca, yetişkinlik döneminizde büyükanne, büyükbaba, eşiniz, arkadaşlarınız ve hatta çocuklarınız bağlanmanızı tamamlamanızı ve atlatmanızı sağlayan insanlar olabilir.
Ben de çocukluktaki bazı anılarımı hatırlamak istemezdim. Bir gün bu anılarımla yüzleşmeye karar verdim ve bu anıların hepsini yazdım. Yazarken yine üzüldüm. Ancak kendi duygularımın farkına varabildim. Sonra yazılarımı bir arkadaşımla paylaştım, bunun üzerine uzun uzun konuştum. O duygularımı ifade etmek beni rahatlattı. Önümdeki en büyük engelin duygularımı ifade etmemek olduğunu anladım. Kendime şefkat gösterdim (son dönemin en yaygın çalışma alanı özşefkat ve özsaygı). Halen o küçücük çocuğun gözleriyle hayata baktığımı gördüm. Sonra ailemin beni inciten o davranışlarının arkasındaki iyi niyeti de keşfettim. Kendi bildiklerince iyi bir çocuk yetiştirmeye çalışıyorlardı. Bildikleri o kadardı. Beni üzen o anılar artık sıradan herhangi bir anı gibiler. Konuşmak ya da anlatmak beni yaralamıyor artık.
Tavsiye edilen bir yöntem de acı veren çocukluk anınıza dönüp yetişkin sizin aynı sahneye dahil olması, o çocuk halini teskin etmesi, yanında olduğunu söylemesi ve onu korumasıdır. Denemekte fayda var. Ayrıca, yetişkinlik döneminizde büyükanne, büyükbaba, eşiniz, arkadaşlarınız ve hatta çocuklarınız bağlanmanızı tamamlamanızı ve atlatmanızı sağlayan insanlar olabilir.
Çocukluk döneminde yaşadıklarımızla hayatı anlamlandırıyor ve şemalar oluşturuyoruz. Yani çocukluğumuzda deneyimlediğimiz ve çözemediğimiz konuları yetişkinlik döneminde de aynı duyguları yaratacak seçimler yaparak devam ettiriyoruz. O yüzden sahip olduğumuz şemaları keşfedip ona göre önlemler almamız gerekiyor. Önereceğim kitap Jeffrey E. Young ve Janet S. Klosko tarafından kaleme alınan "Hayatı Yeniden Keşfedin". Kitapta sıklıkla karşılaşılan 12 şema anlatılmış. Şemanızı nasıl tanımlayacağınıza dair bir tablo da var. Sonrasında daha uzun açıklamaları okuyarak şemalarınızı daha doğru adlandırmanız mümkün. Şemalarınızla nasıl başedebileceğinize dair öneriler var. Alper Hasanoğlu'nun da şemalar konusunda bir kitap çalışması varmış ve bu kitaptan daha iyi olacağını iddia ediyor. Merakla bekliyorum. Ayrıca, ihmal edilmiş bir çocukluk geçirenlerin Jasmin Cori'nin "Varolan Annenin Yokluğu" kitabını okumasında fayda var diyorum. Kitabın son bölümleri yaralarınızı sarmanız için size bir takım teknikler öneriyor.
Annelik süreci insanın kendisiyle de yüzleşmesini içeren bir süreç. Yoksa kendi yaralarımıza sahip çocuklar yetiştirmemiz çok büyük olasılık. Çocuktan gayrı her birimiz daha iyi bir hayat sürdürmeyi hak ediyoruz...
Umarım önerilerimin bir nebze olsun faydası olur. Görüşmek üzere...
Umarım önerilerimin bir nebze olsun faydası olur. Görüşmek üzere...
İlgili Yazılar:
Bağlanma Stillerinin Yetişkinlik Dönemine EtkileriBebeklerin Tercihi Besleyen Anne mi? Dokunan Anne mi?
Ainsworth`ün Bebeklerde Gözlemlediği Onüç Güvenli Bağlanma Davranışı
Bağlanma Kuramı, Imprinting ve Hassas Devre
Bağlanma Kuramı ve Bağlanmayı Sağlayan Genetik Davranışlar
Güvenli Bağlanma Nasıl Gerçekleşir? - Adem Güneş'in Önerileri
Güvenli Bağlanma Nedir?