6 Nisan 2015 Pazartesi

Ne Zaman ve Kime Göre Başarılıyız?

Ülkemizde olaylara ve kişilere çok başarı odaklı bakıyoruz. Karne notları, sınav puanları çok önemli. Halbuki süreç devamlı olarak göz ardı ediliyor. O yıl çocuğumuz çok çalışsa ve gayretli olsa da bu gayret bir şekilde karnesine yansımamışsa çocuğumuzu çoğu zaman takdir etmiyoruz. Mesela, senden daha yüksek not alan oldu mu diye sorabiliyoruz. 

Ne zaman ve kime göre başarılıyız? Tanıdığım iki arkadaşım var. Birisi üniversiteden mezun olur olmaz girdiği iş sınavlarında başarılı olarak kamuda iyi bir pozisyonda işe başladı ve 15 yıldır aynı pozisyonda. Diğer arkadaşım özel bir şirkette sıradan bir satış elemanı olarak işe başladı ve 15 yıl sonra gelecek vaad eden bir müdürlük pozisyonunda bulunuyor. Şimdi bu arkadaşlarımdan hangisi daha başarılı? Kamuda çalışan arkadaşım artık işinin kendisine bir şey katmadığını ve eve ekmek götürebilmek için mesaisine devam ettiğini söylüyor. İşini sevmiyor. Özel sektörde çalışan arkadaşım başladığı noktaya göre 15 yılda giderek daha başarılı bir grafik çiziyor ve başarısını da sürdüreceğe benziyor. Belki 15 yıl önce kamudaki arkadaşım daha başarılı gibi görünüyor, ama süreç içinde olduğu yerde sayıyor. Özel sektörde çalışan arkadaşım ise başlangıçta daha başarısız gibi görünüyor, ancak 15 yıl içinde kariyerinde devamlı olarak ilerleme kaydediyor ve muhtemelen şu an iş tatmini daha yüksek. Başka bir deyişle, şu an daha başarılı gibi gözüken kişi özel sektördeki arkadaşım. İşte, kimin daha başarılı olduğu aslında tamamiyle göreceli bir kavram ve kişiye göre değişiyor.

Bilerek ve isteyerek psikoloji okumak isteyen bir öğrenciyi ele alalım. Üniversite sınavında çok yüksek bir puan alamış ve özel bir üniversitede psikoloji okuyor olsun.  Psikoloji bölümü bu öğrencinin bilinçli olarak tercih ettiği ve okumak istediği bir bölüm. Çok muhtemek ki, bu öğrenci okuldayken de mezun olduktan sonra da kendini bu alanda şevkle geliştirecek ve çok iyi bir psikolog olacak. Şimdi daha yüksek bir puanla öğrenci alan üniversitede psikoloji okuyan, ancak ilgi alanı psikoloji olmayan bir öğrenciyi ele alalım. Yine çok muhtemel ki bu öğrenci ilgi alanı psikoloji olmadığı için kendini bu alanda yeterince geliştiremeyecek ve vasat bir psikolog olacak. Peki bu iki öğenciden hangisi daha başarılı? Sadece hangi üniversitede okuduklarına bakarsak daha yüksek puanla öğrenci alan üniversitede psikoloji okuyan öğrenciye belki  daha başarılı diyeceğiz. Ancak, mezuniyetten sonra hangisinin daha başarılı bir psikolog olduğuna bakarsak muhtemelen ilgi alanı psikoloji olan öğrenciyi daha başarılı addeceğiz. 

Son örnekle ne demek istediğim sanırım daha net anlaşıldı. Her şeyi çok kategorize ediyoruz. Hayatımızın belli bir anında çok başarılı hissederken belli bir anında başarısız hissedebiliriz. Ancak, hayat devam ediyor, süreç devam ediyor, bir başarısızlık sadece bir olaya özgü, bütün bir hayata özgü değil.

Çocuğunuzun karnesi iyi değilse ya da sınav sonucu iyi değilse, sadece o karne için ya da o sınav için başarılı olamadı diyebiliriz. Ama çocuğumuz karneye yansımamış, ancak farkında olmadığımız çok şey öğrenmiş olabilir. O yüzden sürece odaklanmak gerekiyor ve hayat devam ettiği sürece süreç de devam ediyor. 

Bu konuda A. Kadir  Özer'in "Var Olmak Cesaret İster" kitabını tavsiye ederim. Kadir Bey'in deyimiyle kendimize bir insan borsası içinde fiyat biçmekten artık vazgeçelim. 

Görüşmek üzere...








Success isn't always what you see

(Not: Yazımı yayımladıktan sonra twitter aracılığıyla takip ettiğim terapi_defteri'nde twitlenen bir karikatür anlatmak istediklerimi çok güzel özetlemiş, sizlerle paylaşayım istedim.)






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder