10 Nisan 2015 Cuma

Utanca Boğulmuş Yetişkinler

Geçen gün biri kadın diğeri erkek iki iş arkadaşımla ayaküstü işyerinde konuşurken konu konuyu açtı ve konu kadın doğurganlığına geldi. Erkek arkadaşım evli ama çocuksuz, kadın arkadaşım da benim gibi evli ve bir çocuklu. Konuştuklarımız genel hatlarıyla kadının en doğurgan olduğu dönemin 18-28 yaş arası olduğu, 35 yaştan sonra kadınların yumurta kalitesinin ciddi anlamda düşmeye başladığı ve bu yaştan sonra tüp bebek yöntemiyle bile hamile kalmanın zorluğu idi. Tam biz konuyu yeterince konuşmuş ve kapatmak üzereyken, bir evli ve iki çocuklu  başka bir kadın arkadaşımız sohbete dahil oldu. Ama ne dahil oluş! Birden sohbetinize kulak misafiri oldum, ne konuşuyorlar diye dinlemeye başladım diyerek bu konuyu neden erkek arkadaşımızla konuştuğumuzu anlayamadığını bizi ayıplayan ve hayret eden bakışlar eşliğinde bir çırpıda söyledi. Bizim tepkimiz ise, birbirimize utançla bakıp biz bu konuya nasıl geldik diye mırıldanmak ve çil yavrusu gibi dağılmak oldu. 

Sonradan bu konu üzerinde kafa yormaya başladım. Biz utanılacak ne tür bir sohbet yapmıştık? Erkek arkdaşım bu sohbetten rahatsız olduysa bir şekilde sohbetten uzaklaşmanın yolunu bulamaz mıydı? Ayrıca kadınlar ve erkekler bu konuları konuşamazlar mı? Kadınlar ve erkeklerin birlikte konuşabilecekleri konular hakkında bir liste mi vardı? Neden sohbeti sürdüren 3 yetişkin utançla dolmuştuk? İçimizden birimiz bile neden bu konuyu konuşamayacağımızı  sakince soramadı? Ben bu sorularla başbaşa kaldım. Aklıma sohbetlerinde Doğan Cüceloğlu'nun vurgu yaptığı "utanca boğulmuş çocuk" tanımlaması geldi. Utanca boğulmuş çocuk halimiz yetişkin bize eşlik ediyordu. Tamam bunu fark ettim de, esas konu benim bu çocuğu utanca boğulmaktan nasıl kurtaracağım.

Daha yolum/yolumuz maalesef uzun. Umarım çocuklarımız kendilik değerinin farkında olan sağlıklı bireyler olarak yaşarlar ve biz anneler bunun farkında oluruz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder