25 Şubat 2015 Çarşamba

Çocuklar İçin Beş Sevgi Dili - 2 (Onay Sözleri)

Bir önceki yazımda Chapman ve Campbell tarafından ele alınan beş sevgi diline genel olarak değinmiş ve fiziksel temastan bahsetmiştim. Bu yazımda da diğer bir sevgi dili olan onay sözlerinden bahsedeceğim.

Sevgimizi ifade ederken sözcükler çok önemlidir. Çocuklar genellikle söylediğimiz her söze yürekten inandığımızı düşünürler. Bir çocuk onay sözlerinden ömrünün sonuna kadar faydalanır, ancak geçici kızgınlıklarla söylenen kırıcı sözler çocuğun özgüvenini zedeleyebilir ve yeteneklerinden şüphe duymasına neden olabilir.

Somut düşünme eğiliminde oldukları için küçük çocuklara "seni seviyorum" denirken fiziksel yakınlık kurulmalıdır. Çünkü, küçük çocuklar sözcüklerin anlamından çok daha önce duygusal mesajları alırlar. Fiziksel yakınlıkla birlikte ifade edilen şefkatli sesleri daha iyi algılarlar. Şefkat ve sevgi sözcüklerimiz çocuğumuzun kendisine dair tüm özelliklerine ve yeteneklerine duyduğumuz hayranlığımızı ifade ederken, övgü sözcüklerimiz başarı, davranış ve bilinçli hareketler gibi çocuğumuzun yaptıklarına yöneliktir. Övgü sözcüklerini çok sık kullanırsak bir süre sonra olumlu etkisini kaybeder. Zamanla çocuğumuz hak etmediği halde övüldüğünü ve bu övgünün kendisini iyi hissetmesini sağlamak için yapıldığını anlar. Ayrıca sık sık övülen bazı çocuklar bu duruma öyle alışırlar ki, övgünün doğal olduğunu düşünüp sürekli olarak övülmeyi beklerler ve övülmedikleri zaman hatalı olduklarını düşünürler. 

Çocuklarımızı daha fazla girişimde bulunmaları için onları yüreklendirmeye çalışırız. Çocuklarımızın yürümeyi, konuşmayı ya da bisiklete binmeyi öğrenmesi için cesaretli olması gerekir. Biz sözlerimizle çocuğumuzu ya cesaretlendiririz ya da cesaretini kırarız. Bu nedenle, yeni beceriler kazanırken çocuğumuzu çok iyi, harika, başarmak üzeresin gibi sözlerle cesaretlendirmeliyiz. Öte yandan, paylaşmak gibi sosyal beceriler kazanırken de çocuğumuzu cesaretlendirmemiz gerekir. Örneğin, oyuncağını arkadaşıyla paylaşan çocuğumuza "oyuncağını paylaştığını fark ettim, çok hoşuma gitti" veya arkadaşını dinleyen çocuğumuza "insanları dinlemen çok güzel" diyerek paylaşmak ve dinlemek konusunda cesaretlendirebiliriz. Çocuklarımızı yüreklendirirken yumuşak bir ses tonuyla konuşmalıyız. 

Teşvik sözcükleri özellikle çocuğumuzun belli bir konudaki gayretine yönelikse daha etkilidir. Çocukların yol gösterilmeye ihtiyaçları vardır. Belli bir dile yönlendirilerek konuşmayı öğrenirler. Belli bir toplumda yaşayarak nasıl davranmaları gerektiğini öğrenirler. Tüm çocuklar birileri tarafından yönlendirilirler. Eğer ebeveynler yönlendirmezse, bu rolü okul, televizyon, diğer büyükler veya başkalarının yönlendirdiği çocuklar üstlenecektir. Örneğin, anne ve babalar çocuklarına uyuşturucudan uzak durmalarını söylerken, sert ve acımasız bir tavır içinde olurlarsa tam aksine çocuklarını uyuşturucuya itebilirler. Olumsuz bir tavırla verilen olumlu bir mesaj daima olumsuz sonuçlara yol açacaktır. Sevecen bir tavır içinde olunmalı. Uyuşturucu kullanan kişiler için endişelendiğinizi, böyle bir yanlış seçim yapmaları nedeniyle üzüldüğünüzü gösteren sevecen bir yaklaşım sergilemek "uyuşturucudan uzak dur" demekten daha etkilidir. 

Onay sözleri çocuğumuzun temel dili ise, "seni seviyorum" sözleri daima tek başına kullanılmalı. Örneğin, "seni seviyorum, ... bunu benim için yapar mısın?" demek sevgi sözcüklerinin gücünü düşürür. 

Temel sevgi dili onay sözcükleri olan çocuklar ne diyor?


Temel sevgi dili onay sözcükleri olan çocuklar için ebeveynlerinden duydukları sözel onaydan daha önemli herhangi bir şey yoktur. Aynı şekilde sert ve  kırıcı sözler de onları çok daha fazla yaralar ve onlar için çok yıkıcıdır. Bu kelimeleri kafalarından atamazlar. O nedenle bu tür sözler için derhal özür dilenmesi gerekir. 

Sekiz yaşında bir çocuk, "Annemi seviyorum çünkü o da beni seviyor. Her gün bana beni sevdiğini söylüyor. Sanırım babam da seviyor, ama bana bunu asla söylemiyor." diyor.

Oniki yaşında kolu kırılan bir çocuk "Annemle babamın beni sevdiğini biliyorum. Kendimi iyi hissetmediğim zamanlarda ev ödevimi yapmam için beni asla zorlamadılar, daha sonra yapabileceğimi söylediler. Gösterdiğim gayretten dolayı benimle gurur duyduklarını ve başaracağımdan emin olduklarını söylediler." diyor.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder